Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ilgınc bılgıler-2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
damar
moderator
moderator
damar


Mesaj Sayısı : 126
Yaş : 37
Nerden : konya
Kayıt tarihi : 19/09/08

ilgınc bılgıler-2 Empty
MesajKonu: ilgınc bılgıler-2   ilgınc bılgıler-2 Icon_minitimePaz Ekim 19, 2008 12:22 pm

[size=16]nsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?
[/size][size=16][size=9]Bir
insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu
otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve
çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk
insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki
kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.
[/size][/size]

[size=16][size=16]Akıl ile zeka arasında fark nedir?
[size=9]Akıl
yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce
yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı
gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama
ve açıkla***** çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir,
20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü
olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anl***** gelmez. Bir
besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit
matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara,
algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar
gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle
ölçülebilir.

Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi?
[/size]
[/size]
[/size][size=16][size=16][size=9]İnsanlar
arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine
bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim
adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu
kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların
alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır.
Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz.
Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün
olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken
değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600
binde biri kadardır.
[/size][/size][/size]
[size=16][size=16]Niçin gözyaşı dökeriz?
[/size][/size][size=16][size=16][size=9]Dünyadaki
canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan
bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında
gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır.
Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir.
Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan
gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok
protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.
[/size][/size]
[/size]
[size=16][size=16][size=16]Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?
[size=9]Bilim
adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anıveya
öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler
bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü ve anılarını
anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından
küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine
sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor,
öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4
yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?
[/size]
[/size]
[/size][/size][size=16][size=16][size=16][size=9]Eğerköşeli
olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En
dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak
olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez.
İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir
noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta,
tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada
kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu
kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin
nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları
küresel biçimdedir.
[/size][/size][/size][/size]
[size=16][size=16][size=16]Develerin hörgüçlerinde ne var?
[/size][/size][/size][size=16][size=16][size=16][size=9]Genelde
hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları
söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ
bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini
sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer
suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha
büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su
kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.
[/size][/size]
[/size][/size]
[size=16][size=16][size=16][size=16]Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?
[size=9]Yalnız
çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların
hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada
aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye
nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı,
gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım
insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından
korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki
bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının
buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri
kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı
korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için
daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları
da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani
çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?
[/size]
[/size]
[/size][/size][/size][size=16][size=16][size=16][size=16][size=9]Aslında
bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur.
Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede
kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili
hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir.
Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden
ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat
onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğinışık bölgesine
yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi
gerekmektedir
[/size][/size][/size][/size][/size]
[size=16][size=16][size=16][size=16]Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?
[/size][/size][/size][/size][size=16][size=16][size=16][size=16][size=9]Aslında
kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması
gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı
çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş
yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına
gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama,
sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez
yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra
yıkandığında çekmez.
[/size][/size]
[/size][/size][/size]
[size=16][size=16][size=16][size=16]İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?
[/size][/size][/size][/size][size=16][size=16][size=16][size=16][size=9]Özel
bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini
sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun
daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme
olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır.
İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ
elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.
[/size][/size][/size][/size][/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ilgınc bılgıler-2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: =E-BOOK MERKE= :: BİLĞİ-
Buraya geçin: